Akademik

Biyofizik; fiziksel ve fiziko-kimyasal prensipler ile matematiksel modeller ve bilgisayar teknikleri kullanarak canlı yapının yapı ve işleyişini, hastalıkların ortaya çıkışını açıklayan, hastalıkların tanı ve tedavisine yönelik yenilikçi yaklaşımlar ortaya koyan bir bilim dalıdır. Sinir iletisini sağlayan elektrik ya da kas kasılmasını sağlayan mekanik kuvvet gibi fiziksel etkenlere bağlı olan biyolojik işlevler, canlıların ışık, ses ya da iyonlaştırıcı ışınımlar gibi fiziksel etkenlerle etkileşimi ve yüzme, uçma, yürüme gibi yer değiştirme ya da iletişim yoluyla çevreleriyle kurdukları ilişkiler Biyofizik alanının inceleme konuları arasındadır. Bu çalışmalarda çok gelişmiş yöntemlerden ve araçlardan yararlanılır. Moleküler Biyofizik’te kullanılan en yaygın yöntemler arasında X-ışın Kırınımı ve X-ışını Kristalografisi, Nükleer Manyetik Rezonans Spektroskopisi, Soğurma ve Floresans Spektroskopi yer almaktadır.

Ülkemizde geçmişte Tıp fakülteleri Fizyoloji ana bilim dalları içerisinde bilim dalı olarak yapılanmış olan Biyofizik, 1987 yılından itibaren Tıp fakültelerinde ana bilim dalı olarak yerini almış ve daha önce Tıp fakültelerinde mevcut olan Tıbbi Fizik veya Medikal Fizik kürsüleri de Biyofizik ana bilim dalı bünyesine dâhil edilmiştir. Mevcut yapılanma ile Tıp fakülteleri temel Tıp bilimleri içerisinde yer alan Biyofizik ana bilim dalları, Tıp fakültelerinin mezuniyet öncesi Tıp eğitimi ile sağlık bilimleri bünyesinde yer alan diğer fakülte ve yüksekokulların ilgili bölümlerinde teorik ve uygulamalı eğitimler vermektedir. Ayrıca, Tıp fakülteleri tarafından sağlık bilimleri enstitüleri bünyesinde Biyofizik alanında Yüksek Lisans ve Doktora eğitimleri verilmektedir.